Alıcı Onam Formu
Karaciğer Nakli Alıcısı Cerrahi Onam Form
Bu yazıda karaciğer nakli olmadan önce ameliyat hakkında hastaya verilmesi gereken bilgiler bulunmaktadır.
Bana yapılan muayene ve tetkikler sonucunda doktorlarım tarafından, karaciğerimde ……………………………………………………………………hastalığı olduğu bildirildi. Tedavi olarak uygun şartlarda karaciğer nakli ameliyatı olmam önerildi. Ameliyat ve ameliyat dışındaki tedavi seçenekleri, bunların etkinliği, olası komplikasyonları (tedavi yapıldığı için ortaya çıkabilen, tamamen önlenmesi olanaksız olan olumsuz sonuçlar) ve ameliyat olmamam halinde gelişebilecek sorunlar ile ilgili detaylı bilgi verildi. Olacağım ameliyat ile ilgili aşağıda belirtilen risk ve olası tehlikeler tarafıma anlatıldı.
I) Her büyük ameliyatta karşılaşılabilen komplikasyonlar
1) Tıbbi uygulamalar ile ilgili genel komplikasyonlar (bu konular genel onam formunda detaylı olarak anlatıldığı için burada tekrarlanmamıştır).
2) Anestezi uygulamalarına bağlı gelişebilecek komplikasyonlar (bu konular anestezi onam formunda detaylı olarak anlatıldığı için burada tekrarlanmamıştır).
3) Kan ve kan ürünleri kullanılması ile ilgili komplikasyonlar (bu konular kan ve kan ürünleri verilmesi ile ilgili onam formunda detaylı olarak anlatıldığı için burada tekrarlanmamıştır).
4) Kullanılacak ilaçlara bağlı komplikasyonlar
Ameliyat öncesinde, sırasında ve sonrasında kullanılması planlanan, ortaya çıkabilecek yeni durumlarda kullanılması gerekebilecek ilaçların belirli oranlarda yan ve ters etkileri olabilir. Doktorlar her durumda olası yarar-zarar dengesini gözeterek karar vermelerine rağmen, ilaçlara bağlı komplikasyonlar tamamen ortadan kaldırılamayabilir.
5) Kalp ile ilgili komplikasyonlar
Alınan önlemlere (kardiyoloji-kalp hastalıkları konsültasyonu ve konsültanın önerilerine uyulması) rağmen, tansiyon (kan basıncı) bozuklukları, kalp ritm bozuklukları (çarpıntı), enfarktüs (kalp krizi) gelişebilir.
6) Akciğer ile ilgili komplikasyonlar
Alınan önlemlere (göğüs hastalıkları konsültasyonu ve konsültanın önerilerine uyulması, ameliyat öncesi dönemde solunum egzersizleri, bacak toplardamarlarında pıhtı oluşup akciğere gitmesini önlemek için varis çorabı ve düşük molekül ağırlıklı heparin [kan sulandırıcı] kullanılması) rağmen, atelektazi (akciğerin sönmesi), akciğer enfeksiyonları (zatürre) ve akciğer embolisi (pıhtı atması) gibi komplikasyonlar gelişebilir.
7) Derin ven trombozu (bacak toplardamarlarında pıhtı oluşumu) ve pulmoner emboli (akciğer damarlarına pıhtı atması)
a) Ameliyat sırasında ve sonrasında hareketsiz kalmaya ve cerrahi hasara bağlı olarak toplardamar sisteminde pıhtılar oluşabilir ve oradan kopan pıhtılar akciğer embolisine (akciğeri besleyen damarlara pıhtı oturması, tıkanma) yol açabilirler. Bunun önlenmesi için, önceki maddede belirtilen önlemler alınacaktır. Ayrıca ameliyat sonrasında hastanın erken hareketlendirilmesi sağlanacaktır.
b) Ancak bu riski % 100 oranda ortadan kaldıracak bir yöntem henüz bilinmemektedir. Pulmoner emboli çok ciddi bir durum olup ölüm riski yaratmaktadır.
c) Pıhtı oluşmaması için verilen ilaçların kanama riskini az da olsa artırma riski bulunmaktadır.
8) Böbrek yetmezliği
Tedavi veya film (bilgisayarlı tomografi-manyetik rezonans görüntüleme) çekmek için kullanılan ilaçlara, genel anesteziye ve ameliyat sırasında meydana gelen tansiyon düşmelerine bağlı olarak, böbrek yetmezliği gelişebilir. Çok nadiren diyaliz (böbrek makinesi) gerekebilir.
9) Kanama
Ameliyat sırasında veya sonrasında kanama olabilir. Kanamayı durdurmak için tekrar ameliyat veya anjiografi (atardamar filmi çekilip, kanayan bölgeye girişim yapılması) gerekebilir. Ameliyatın titizlikle yapılması kanama riskini azaltır ancak riskin tamamen ortadan kaldırılması tıbben olanaksızdır.
10) Enfeksiyon
a) Olası enfeksiyonlara karşı antibiyotik uygulanacaktır ancak bu uygulamanın enfeksiyon riskini ortadan tamamen kaldırması imkansızdır.
b) Bu enfeksiyonlar karın içinde, akciğerler ve solunum yollarında, idrar yollarında, yarada gelişebilir. Apse (çıban) oluşturmaları veya antibiyotik ile tedavi edilememeleri halinde tekrar ameliyat, küçük cerrahi müdahaleler veya radyolojik işlemler (ultrasonografi veya bilgisayarlı tomografi eşliğinde boşaltılmaları, dren takılması) gerektirebilirler. Yaranın açılarak iltihabın boşaltılması ve bir süre açık yaraya pansuman gerekebilir.
c) Ameliyattan sonra geçen süre uzadıkça risk azalsa da, karaciğer nakli geçiren hastaların enfeksiyonlara karşı direnci, bağışıklık sistemini baskılayan ilaçları ömür boyu kullanması gerektiği için, normal kişilerden düşük olmaktadır.
11) Barsak yapışıklıkları ve buna bağlı tıkanıklığı veya geç çalışması
Ameliyat sonrasında barsaklar geç çalışabilir ve hastanın ağızdan beslenmeye başlaması gecikebilir. Ayrıca ameliyat sonrası erken dönemde veya daha sonraki geç dönemlerde barsaklar arasında oluşabilecek yapışıklıklara bağlı olarak barsak tıkanıklığı gelişebilir ve bu nedenle ikincil ameliyatlar gerekebilir.
12) Fıtık oluşumu
Ameliyat sonrası yara enfeksiyonuna bağlı veya bundan bağımsız olarak kesi hattında fıtık oluşabilir ve bunun için ikinci ameliyat gerekebilir. Oluşan fıtığın içerisinde barsak boğulması oluşabilir.
II) Karaciğer nakil ameliyatında oluşabilecek komplikasyonlar
-
Takılan karaciğerin damarlarına kan verilmesini (reperfüzyon) takiben ani kalp durması olabilir, kalp masajına rağmen hasta yaşatılamayabilir.
-
Alınan bütün önlemlere rağmen, nakledilen karaciğer dokusu çalışmayabilir, geç çalışabilir veya yetersiz kalabilir. Bu durumda hastanın durumu uygunsa canlı vericiden veya kadavradan tekrar karaciğer nakli gerekebilir. Uygun karaciğerin bulunamadığı durumlar ölümcüldür.
-
Nakledilen karaciğer dokusunu besleyen atardamar veya toplardamarlar hastanın kendi damarları ile birleştirilecektir. Bu damarlarda pıhtı oluşumu ve beklenmeyen tıkanıklıklar gelişebilir, bu sebeple ikinci ameliyat ile pıhtının çıkarılması veya yeniden karaciğer nakli (tıbbi duruma göre canlıdan veya kadavradan) gerekebilir. Bu durum ölümcül olabilir.
-
Nakledilen karaciğerde safra yolunun devamlılığını sağlamak için ana safra kanalı veya hastanın kendi barsağı kullanılmaktadır. Bu işlem için konan iç dikişlerde gevşeme veya iyileşme kusuru olması halinde karın içerisine safra sızıntısı olabilir. Ameliyattan sonra karaciğer dokusundan, bağlanan safra yolundan veya fark edilmeyen herhangi bir safra kanalından safra sızıntısı olabilir ve peritonit (karın zarı iltihabı) ve/veya safra fistüllerine (karından deriye safra sızıntısı) yol açabilir. Endoskopi (ERCP) veya dren takma (PTK) ile safra yollarına müdahale veya ameliyat gerekebilir. Ameliyat sahasına yakın ana safra kanalında yaralanma ya da daralma oluşabilir, bu sebeple ikincil müdahale gerekebilir. Karında ya da karaciğer içinde safra birikintisi olabilir. Bu birikintinin ultrasonografi veya bilgisayarlı tomografi eşliğinde dren takılarak boşaltılması gerekebilir.Bu durum hayati tehlike yaratabilir, tekrar ameliyat gerektirebilir, yoğun bakım tedavisi gerektirebilir ve ölümle sonuçlanabilir. Yine geç dönemde (yıllar içerisinde) yeni yapılan safra yolunda darlık gelişebilir ve tekrar ameliyat veya safra dreni (PTK) takılmasını gerektirebilir.Yeni yapılan barsak yolundan mide ve diğer sindirim organları salgılarının safra yollarına geri kaçağı sebebi ile safra yollarında iltihap ve iltihabi safra yolu hasarı oluşabilir.
-
Ameliyat sırasında; mide, duodenum (oniki parmak barsağı), ince ve kalın barsak gibi ameliyat sahasına komşu organlarda yaralanmalar olabilir ve buna bağlı ek cerrahi girişimler veya ikinci ameliyat gerekebilir. Hastanın yoğun bakıma alınması ve solunum makinesine bağlanması, kalp destek ilaçları verilmesi gerekebilir.
-
Yapılan tetkiklerin doğruluk payı hiçbir zaman %100 değildir. Tüm görüntüleme ve incelemeler sonucunda uygun bulunarak ameliyata alınan karaciğer vericisi veya alıcı hasta için ek risk durumu saptanması halinde daha ileri gidilmeksizin ameliyat sonlandırılabilir. Bu durumda hasta ve yakınları bilgilendirilecek ve uygulanabilecek diğer tedavi yöntemleri tartışılacaktır.
-
Uzun sürecek ve ana kan akımı yollarının (vena kava inferior-hepatik venler ve portal ven) belli bir süre kapalı kalacak olması nedeni ile böbrekler ve barsaklarda, hatta beyin dokusunda hasar gelişebilir. Bu durum hastanın beyin fonksiyonlarında sorun oluşturabilir, diyalize girmesini gerektirecek düzeyde böbrek hasarı oluşabilir, hatta ölümcül olabilir. Nadir de olsa bazı durumlarda hasta ameliyattan sonra uyanamayabilir veya bitkisel hayata girebilir.
-
Ameliyat öncesi başlanan ve ameliyattan sonra devam edilen ilaçlar vücudun savunma mekanizmasını bastırarak hastanın takılan organı reddetmesini engellemek içindir. Ayrıca tüm bu tedaviye rağmen organ reddi gelişebilir.Bu ilaçların bir çok yan etkileri olabilir, bunların en sık görülenleri şunlardır:
-Diabet (şeker hastalığı)
-Şişmanlama, vücutta yağ depolanması
-Yüzde ve başka bölgelerde sivilcelenme
-Hipertansiyon
-Hiperlipidemi (kan yağlarının artması)
-Osteopeni (kemik yoğunluğunda azalma)
-Enfeksiyonlara yatkınlık
-Çeşitli iyi veya kötü huylu tümörler (kanserler, lenfoma)
-Kıllanmanın artması
-Diş etlerinde büyüme
-Kemik iliği baskılanmasına bağlı alyuvar, akyuvar ve diğer kan elemanlarında azalma
-
Nakil gibi uzun ve ağır ameliyatlar sonrası hastalarda psikiyatrik rahatsızlıklar ve hatta intihar girişimi dahi görülebilir. Bunun için ilaç tedavisi görmesi gerekebilir.
-
Karaciğer nakli yapılmasını gerektiren hastalıklar karaciğer naklinden sonra erken ya da geç dönemde tekrarlayabilir. Bunlar bazı karaciğer sirozları olabileceği gibi, karaciğer kanserleri de olabilir. Bu takdirde hastanın durumuna göre uygun tedavi yapılır.
-
Özellikle beyin ölümü olmuş kişilerden alınan karaciğerlerden yapılan nakillerde, organ alınacak hasta tıbbi olarak ne kadar değerlendirilirse değerlendirilsin, bazı hastalıklarının varlığı ya da hastalığın evresi anlaşılamayabilir. Bunlar vericide var olan bir enfeksiyon, tümör, kanser gibi hastalıklar olabilir ve hastanın tıbbi değerlendirmesi esnasında ortaya çıkmamış olabilir. Bu gibi öngörülemeyen durumlar olabilir.
Sormak istediğiniz başka şeyler varsa sorun. Ne zaman isterseniz, hatta bu formu imzaladıktan sonra bile fikrinizi değiştirme hakkınız vardır.
Özet olarak:
Hastalığım ve planlanan girişim hakkında tarafıma yukarıdaki ayrıntılı bilgi verildi.
Olası komplikasyon ve riskler detaylı olarak anlatıldı. Bunlar geliştiği takdirde tekrar ameliyat dahil ek tedaviler gerekebileceği, ancak bazı durumlarda salah veya tam şifaya ulaşılamayacağı bana bildirildi. Ameliyat başarısının %80 ile %100 arasında olduğu, bu ameliyatı olan kişilerin % 20 kadarının ameliyattan sonra 1 yıl içinde hayatını kaybedebileceği bana anlatıldı.
Ameliyatımın alternatifi daha iyi bir tedavi seçeneğim olmadığını, ameliyatı kabul etmemem durumunda, başka tedavilerden daha iyi sonuç alınamayacağını ve bu şartlarda yaşamımı sürdürmem gerekeceğini anlıyorum.
‘’Bilgilendirilmiş Onay Formu’’nun ne anlama geldiğini biliyorum.
Yukarıda yazılanları okudum, anladım. Tüm sorularıma yanıt aldım. Yapılacak ameliyat ve ameliyat sonrası karşılaşabileceğim olumsuzlukları, kullanılacak ilaçların yan etkilerini biliyorum.
Ameliyatın tehlikesini anladım. Olabilecek her türlü problem için bilgilendirildim.
Bu formda belirtilenler dışındaki herhangi bir işlemin, yalnızca hayatımı kurtarmak ya da sağlığıma gelebilecek ciddi bir zararı önlemek için gerekli olduğunda uygulanacağını anlıyorum.
Mevcut karaciğer hastalığım nedeniyle yapılacak KARACİĞER NAKLİ ameliyatını tüm riskleri ile birlikte KABUL EDİYORUM.
Lütfen her sayfanın altına “okudum” ve o günün tarihini yazarak imza
Hastanın Adı-Soyadı: İmza: Tarih
Hastam ………………………………………………………….mevcut karaciğer hastalığı nedeniyle
yapılacak KARACİĞER NAKLİ ameliyatını tüm riskleri ile birlikte KABUL EDİYORUM.
Hasta Yakını Adı-Soyadı: İmza:
Sorumlu hekimin adı-soyadı-imzası-tarih
Hastanın adı-soyadı-imzası-tarih
Hasta yakınının adı-soyadı-imzası-tarih