Karaciğer Naklinde Bilmediklerimiz
-
Karaciğer Naklinde Bilmediklerimiz
-
Karaciğer nakli kimlere yapılır? Türkiye’de en sık hangi nedenle yapılıyor?
Karaciğer nakli siroz hastalarına ve karaciğerinde tümörü olan hastalara yapılır. Sirozun bir çok tipleri vardır. Türkiye’de en sık görülen hepatit B’ye bağlı sirozdur, bu nedenle en sık da hepatit B sirozlu hastalara nakil yapıyoruz. Vakaların yaklaşık %50’den fazlası hepatit B için yapılıyor. Bunun dışında hepatit C, alkole bağlı siroz, karaciğer yağlanmasına bağlı siroz, otoimmün sirozlar dediğimiz biliyer sirozlara nakil yapılıyor. Ayrıca tüm bu siroz tiplerinde hastalarda karaciğerde tümör de olabiliyor. Sirozlu ya da sirozsuz karaciğerde oluşan tümörler de tiplerine ve karaciğer içindeki durumlarına göre nakille tedavi oluyor.
-
Her siroz olan nakil mi olmalıdır?
Hayır, sirozun evreleri var. Örneğin bir hasta siroz olup 15-20 yıl nakil gerektirmeden yaşayabilir. Bazen hiç gerekmez. Ama bazısında yemek borusundan kanama oluyor, karında asit oluyor, ensefalopati dediğimiz bilinç bulanıklıkları oluyor, ya da tümör oluşuyor, o zaman nakil olması gerekir. Karaciğer rahatsızlıkları olan hastalar için ülkemizde ve yurt dışında da kullanılan belirli puanlama sistemleri var. Hastanın durumu ve laboratuvar değerleri ile puanı hesaplanıyor. O puana göre naklin zamanlamasına karar verilebiliyor ve hastanın organ listesine girmesi sağlanıyor.
-
Nakil olması gereken hastalar karaciğer nakli olmazsa başka tedavi olabilirler mi?
Halen ne ülkemizde ne de dünyada karaciğer nakli gereken hastalar için başka bir tedavi seçeneği yok. Zaten karaciğeri tükenmiş hastalara nakil yapıyoruz. Örneğin böbrek yetmezliğinde böbrek nakliyle aynı sonuçları vermese de, hasta diyalizle hayatına devam edebilir ama karaciğer sirozunda o da mümkün değil. Bazı makinalar var ama bunlar birkaç gün idare ediyorlar, karaciğerin yerini tutmuyor, yine nakil gerekiyor.
-
Nakil için kimlerden karaciğer alınıyor?
Bildiğiniz gibi ya beyin ölümü olmuş kişilerden alınıyor, ya da canlı vericilerden alınıyor. Beyin ölümü olanların önceden organlarını bağışlamış olması gerekiyor, ya da ailesine soruluyor. Ailesinin izni olursa ve organlar iyi durumdaysa nakil için alınıyor. Bu aşamalarda Sağlık Bakanlığı devreye giriyor ve Bakanlığın organizasyonuyla izinler alınıyor, organ çıkartılıyor ve nakil yapılıyor.
-
Organ bağışı Türkiye’de yeterli mi? Organ bağış oranlarını artırmak için neler yapılabilir?
Ülkemizde organ bağışı oranı bir 10 yıl 20 yıl öncesine göre çok çok iyi. Ama yine de bazı Avrupa ülkelerini ve Amerika sayılarını yakalamış değiliz. Çok daha fazla olması gerek aslında. Halkımız aslında çok bilinçlendi. Çoğunlukla izin veriliyor nakil için. Ama farkındalık oranlarını artırmak, her ortamda “organlarınızı bağışlayın”, “bir gün size de lazım olabilir” gibi sloganları dillendirmek gerekiyor. Örneğin cuma hutbelerinde, ilk ve orta öğretim okullarında sürekli bilgilendirmeler yapılabilir. -
Canlı vericilerden alınan organlarla da nakil yapılıyor. Kimlerden organ alınabiliyor? Canlı vericilerin hazırlığı için neler gerekiyor?
Karaciğer vericisinde canlı ya da vefat etmiş olsun, kan grubu ve vücut boyutlarının uyumu gerekiyor. Başka bir şey lazım değil. Kan grubu da pozitif negatif dediğimiz Rh’ın önemi yok. Sadece kan grubunun tutması yeterli. Vericinin kan grubu alıcıyla aynı olursa nakil olabilir; 0 grubu kanı olanlar herkese organ verebilir; AB grubu kanı olanlar da herkesten organ alabilir.
Tabi canlı vericilerde vericinin genel durumu, bir hastalığı olup olmaması, bu ameliyatı kaldırıp kaldıramayacağı, bunlar çok önemli. O bakımdan çok detaylı araştırmalar yapılıyor. Aktif hepatiti olanlardan karaciğer alınmıyor; hepatit geçirmiş olanlardan (kan tetkiklerinden anlaşılıyor) karaciğer biyopsisiyle karaciğerin normal olduğu gösterildikten sonra karaciğer alınabiliyor. Karaciğeri yağlı olanlardan yani şişmanlardan ve belli bir yaştan sonra alınmıyor. Karaciğer yağlanmasında belirli bir süre diyet ve spor yapması önerilerek verici adayının kilo vermesi sağlanıyor, daha sonra karaciğer yağlanma oranı radyolojik görüntülerle ve gerekirse biyopsi ile tekrar kontrol ediliyor ve uygun hale gelmişse nakil gerçekleştiriliyor.
-
Canlı vericilerde karaciğerini veren için herhangi bir risk var mı?
Alınan karaciğerin yerine hastanın kalan karaciğeri bir hafta içinde büyüyor, o bakımdan karaciğeri yine aynı boyutta oluyor. Tabi büyük ameliyattır, riski var. Dünyada bazı kötü giden çok az vaka oldu. Ama bizim merkezimizde böyle bir olay olmadı, ameliyattan sonra vericilerin hepsinin sağlığı iyiydi. Tabi ki büyük bir tıbbi grup tarafından tüm araştırmaların yapılması çok önemli.
-
Karaciğer naklinde başarı nasıl? Türkiye’de bu oranlar nasıl? Canlı ya da ölmüş kişilerden alınan karaciğerle yapılan nakiller arasında fark var mı?
Karaciğer naklinde bir yıllık başarı %90’ların üzerinde. Yani 100 hastadan 90’ından fazlası yaşıyor. Tabi bunları 1 yıl içinde hemen tümününyaşamını kaybetmesi beklenen 100 hasta olarak düşünün. Bunlar nakil olmasaydı ölmeleri bekleniyordu, 90’dan fazlası yaşıyor, yani bu bayağı yüksek bir oran. 5 yıl ya da daha fazla sürede sağ kalanların oranı biraz düşüyor, bazı hastalıklar tekrarlayabiliyor, ama yine de yüksek değerler. Canlı yada ölmüşlerden alınanlarda ufak tefek farklar var, ama ikisinin de sonuçları aşağı yukarı aynı.
-
Son zamanlarda çok gündemde olan metabolik sendromda da yağlı karaciğerler nedeniyle de nakil yapılıyor. Karaciğer yağlanmasını önlemek için ne yapılmalı? Nasıl beslenmeli?
Metabolik sendrom. Çağımızın en önemli hastalıklarından biri. Son zamanlarda çok fazla sayıda hastada karaciğerde yağlanma görüyoruz. Beslenme şeklimizdeki değişikliklerden olan bir hastalık bu. Yağlı karaciğer Amerika’da birinci nakil nedeni haline geldi. Ülkemizde de yağlı karaciğer için yapılan nakil oranları artıyor. Bu tür hastalara verici bulmak da zor oluyor çünkü obez oluyorlar, bazen bir verici yetmiyor, iki kişiden almak gerekiyor. Bu durumlara düşmemek için karaciğeri fazla yağlandırmamak gerekiyor. Metabolik sendrom, obeziteyle ilişkili. Ama her zaman obezite şart değil. Dünya sağlık örgütü tanımına göre, metabolik sendrom denilince öncelikle insülin yüksekliği ya da açlık kan şekerinin 100 mg/dl’den yüksek olması ya da tokluk kan şekeri yüksekliği olması gerek. Buna ek olarak, şu 3 ölçütten en az 2’si varsa metabolik sendrom tanısı konulur:
1. Abdominal obezite (karında obezite): Abdominal obezite tanısı için aşağıdakilerden herhangi birinin varlığı yeterlidir:
–Bel/kalça oranının 0.9’dan büyük olması,
–VKİ (vücut kitle indeksi, vücut ağırlığı kg /boy uzunluğunun karesi (metrekare cinsinden) 30 kg/m2 veya daha yüksek olması -
-
– Bel çevresi ölçümünün 93 cm ve daha yüksek olması
2.Kolesterol paneli sonuçları:
–Trigliserid düzeyi 150 mg/dl ve üzeri
–HDL kolesterol 35 mg/dl ve daha düşük3. Kan basıncı (tansiyon) 140/90 veya daha yüksek (ya da yüksek tansiyon için tedavi alan hastalar)
Bu sendromdan kurtulmak yani kilo vermek gerekiyor. Tabi ki bir endokrinolog ya da iç hastalıkları uzmanı eşliğinde diyabet ya da insülin direnci için de tedavi görmek gerekiyor. Ama hızlı kilo vermek de karaciğerde yağlanmaya yol açabiliyor. Diyetisyen eşliğinde, sağlıklı olarak kilo verilmeli. Yani diyet, spor, bazı antioksidan destekler, E vitamini, betain, glitazon denilen ilaçlar veriliyor.
-
Yağlı karaciğer nedeniyle nakil olanlarda hastalık tekrarlıyor mu?
Tabi hasta aynı yaşam biçimini sürdürür ve tekrar kilo almaya devam ederse aynı sonuç kaçınılmaz olacaktır. Yağlı karaciğerin nakilden sonra tekrarlama oranı %10-30 arasıdır. Doktorunun önerilerine uyan ve kilo verenlerde tekrar olasılığı azdır. 60 yaş ve üzerihastalarda, diyabeti ya da yüksek tansiyonu olanlarda, ameliyattan önce vücut kitle indeksi yukarıdaki hesaplamaya göre 30’un üstünde olanlarda tekrarlama olasılığı daha yüksektir.
-
Türkiye’de en sık karaciğer nakli nedeni olan hepatit B hastalığını önlemek için ne yapılıyor?
Hepatit B aslında önlenebilir bir hastalık. Artık 1995’ten beri çocuklar aşılanıyor. Ama bir önceki jenerasyonun da aşılanması gerekiyor. Ben her yerde bunu söylüyorum, hatırlatıyorum. Hepatit B aşısını olduğunuz zaman hepatit B’den %100 korunuyorsunuz. Yani o kadar kötü bir hastalık ama korunmak da o kadar kolay.
-
Karaciğer naklinde nakilden sonra hastalar ne kadar süreyle ilaç alıyorlar ya da kontrol oluyorlar?
Artık sürekli kontrolümüzde oluyorlar ve ömür boyu ilaç alıyorlar. İlk zamanlar daha sık olmakla birlikte, 6 ay-1 yıldan sonra takipler seyrekleşiyor. Tabi kendi oturduğu yerdeki doktorları da takip edebiliyor ve bizi bilgilendiriyor, daha seyrek de olsa yine bize kontrola geliyorlar. Vücudun savunma sistemlerini baskılayacak, karaciğeri reddetmesini önleyecek ilaçlar veriliyor. Bunlar enfeksiyonlara ve başka kanserlere yol açabiliyorlar; enfeksiyon önleyici ilaçlar da veriliyor. Karaciğer nakil alıcısında vücudun karaciğeri reddetme oranları düşük. Uzun vadede kronik redler olabiliyor. Ya da hepatit C ve tümörler gibi bazı hastalıklar tekrarlayabiliyor. O bakımdan hastaların sürekli takipte olması gerekiyor. Ancak bu sırada normal yaşantılarını devam ettirebiliyorlar.
-